ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE EGEMENLİĞİN DEĞİŞEN YÜZÜ

Bugün bilinen anlamıyla egemenlik kavramı, pratikte Avrupa’da yaşanan “30 Yıl Savaşları” sonrasında imzalanan “Vestfalya Barışı” (1648) ile ortaya çıkmıştır. Dönemin hakim anlayışına göre egemenlik; Avrupa’da, siyasal iktidarın bölündüğü bir sistemi ifade eden feodalizmden ulus devlete geçişte önemli rol oynayan dönemin mutlak monarşileri, gerçek egemen devletlerdi. Çünkü, egemenlik, mutlak, bölünmez ve sınırlanamaz nitelikleriyle bir tek kişiye, monarka aitti. Egemen gücü, ne ülke içinde ne de ülke dışında sınırlayan bir güç yoktu. Vestfalya modeli olarak bilinen bu antlaşmanın getirdiği egemenlik anlayışı da bu düşünceyi temel almıştır. Vestfalya modeli, uluslararası sistemin egemen devletlerden oluştuğu görüşüne dayanır ve devlet üstü otoriteler bu sistemde etkisini yitirmiştir. Papalık, barış antlaşması sürecinden dışlanmış, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun dağıldığı kabul edilmiştir. Antlaşmanın giriş bölümünde yeni dönemin nasıl şekilleneceği belirlenmiştir: “Bundan sonra Avrupa, k...