Kemal Sayar - Erdemli Keder
İyileşmek yeniden bir bütünlük arayışıdır, yara aldığım yerden eksilirim ama iyileştikçe bütüne geri döner, eksiği bir anlam duygusuyla telafi ederek yerine koyarım. Bu yönüyle keder canlılığımızın bir alameti gibi, ne yani dünya o kadar acı, vahşet ve zalimlikle tıka basa doluyken ağız dolusu gülmeye devam edebilir miyiz? Bir ıstırap bizim en yakınımıza kadar sokulmadı diye onu yok sayabilir miyiz? Dünyanın bütün feryatlarını duyan biri, başını çevirip gidemiyorsa erdemli bir keder ona yoldaşlık ediyor demektir. Erdemli keder : Değiştiremediğim her kötülük karşısında kalbim hüzünle çarpar. Bir başkasının acısı, gücüm onu değiştirmeye yetmiyorsa, beni hayatın olağan neşesinden alıkoyar. Ahlaki bir duyarlılık olarak keder. Bir merhamet olarak doğan keder, bizi ötekinin acılarına açar ve o acıları dindirmek için harekete sevk eder. Merhamet bütün diğer erdemlerin önüne geçer çünkü o benliğin eriyip gittiği bir sevgidir, orada ben yok ama sen vardır. Kederle birlikte kendi egomuzu aşar, kendi öz kimliğimizin dar sınırlarından ötesine bakmaya başlarız. Varlığın içine gizlenmiş faniliği, kederle birlikte daha bir fark eder ve dikkatimizi acıya batmış bir dünyaya yöneltiriz. Kederli insan, başkalarının iniltilerini hemen işitir. Şeylerin geçiciliği dünyanın güzelliğini daha yakından görmemizi sağlar, öyle ki ıstırabın yol kestiği bir dünyada ram olacağımız bir yer, tutunacağımız bir dal varsa o da güzelliktir.
….
Elindeki fidanı dik, gönlündeki tohumu toprağa göm. Senin eylemin bu : Erdemli keder. Dünyada çok acı var ve sen geçip gidemiyorsun. Bir el seni çiçekleri diriltmeye zorluyor. Onların direncini senin direncine bağlayan bir yol var. Yok, sen usulca yürü, koşma. Fısılda ama bağırma. Kederin garibi ol sen. Görünmeyen kapı sana açılacaktır. Semaya bak…
(http://serbestiyet.com/yazarlar/kemal-sayar/erdemli-keder-845427)
.